DERVİŞ BEY MESCİDİ VE
İBRAHİM AĞA ÇEŞMESİ
Derviş Bey
Mescidi
Hoşgörülü ve
kültürel çeşitliliğin sembolü olan Umur Fakıh (Jeglartsi),Kurt Pınar(Tervel)
ilçesinin Hacıoğlu Pazarcık (Dobrich) Vilayetinde yer almaktadır. Umur Fakıh’ın
kuzeydoğusunda Koçmar, kuzeyinde Polkovnik Savovo, kuzeybatısında Voinikovo,
güneybatısında Turpçular ve güneydoğusunda İkizçe (Benkovski ) köyleriyle
çevrilidir. Omur Fakıh (Омурфакъх) veya
Umur Fakıh ismini 1942 yılına kadar taşıdıktan sonra, Jeglartsi (с.Жегларци)
ismini almıştır.
Umur Fakıh beş bin yıl öncesine açılan bir penceredir. Bölge, Trak, Roma,
Bizans, Osmanlı ve Bulgar kültürüne ev sahipliği yapmıştır. Turpçular ve Umur
Fakıh köyleri arasında yapılan arkeolojik kazılarda ve toprak üstünde elde
edilen bulgularda M.Ö.3000 yılına ait olduğu tahmin edilen fosil insan iskeleti
ve değerli madenler ve taşlar bulunmuştur.
Umur Fakıh VIII
ve X yüzyılları arasında eski Bulgar devletlerine ait kalıntılara da
rastlanılmıştır. Osmanlılar tarafından fethedilmeden önce köye, Kırım’dan gelen
Türk göçmen aileler yerleşmiştir. Osmanlılar tarafından fethedildikten sonra
köye, İç Anadolu Bölgesi’nden getirilen Yörükler yerleştirilmiştir. Köy, Osmanlı
zamanında önemli bir yere sahip olmuştur. Osmanlılar tarafından korunmuş en
önemli eser, Derviş Bey Mescidi’dir. Balkan yarımadasının en eski Türk-İslam
eseridir.
1989 yılında,
zorunlu göç sırasında Umur Fakıh’da yaşayan birçok Türk, Türkiye’ye
yerleşmiştir.. Buna rağmen, köyde yaşayan Türklerin sayısı, hala önemlidir.
Bulgaristan’daki son yerel ve genel seçimlerde bu önemi çok iyi yansıtmıştır.
Derviş Bey
Mescidi ortaya çıkmasında üniversite düzeyinde önce Bulgaristan ve daha sonraki
yıllarda Türkiye’nin de önemli katkıları olmuştur. İlk kapsamlı çalışma 1962
yılında Bulgaristan’ın Bilimler Akademisi (BAN) tarafından, başkanlığını sayın
Prof. Dr. Petar Myatev tarafından ele alınmıştır. Sayın Myatev dışında 2006
Haziranda, hazırlamış olduğu yüksek lisans teziyle
‘’Bulgaristan Hacıoğlu
Pazarcığı'ndaki (Dobriç) Camiler ve Çeşmeler “ adlı
mimar Mehmet E. Yılmaz’ın da önemli katkıları olmuştur.
1299 yılında
Umur Fakıh’ta (Jeglartsi) yaptırılan Derviş Bey Mescidi Bulgaristan‘ın ve ayrıca
Balkan yarımadasının da en eski Türk-İslam mimari yapısıdır. Derviş Bey Mescidi
kare şekline benzeyen, kiremit çatılı ve minaresiz mimari yapısıyla günümüze
kadar ulaşmıştır. Mescidi yaptıran kişi tarafından girişine Arapça; ’’Sahib ül-hayrat
v-el-hasenat Derviş bey H:698 (=M 1298) yılı ’’orijinal yazısı yer almaktadır.
1715'da da Derviş
Bey Mescidi'ni tamir ettiren Sadrazam Kapı Binbaşısı İbrâhim Ağa, 1713'te Umur
Fakîh Köyü'nde bir de çeşme yaptırmıştır. Üçüncü bakım ve onarımı köy tarafından
yapı mimarisine uygun bir şekilde yapılmıştır. Fındıklı (Lenovo) doğumlu Hacı
Hasan Ağa, 1862’de Derviş Bey Mescidi'ni onarmıştır.
Bilinçli ve kasti
bir şekilde 1993 yılında aşırı milliyetçi Bulgarlar tarafından yakılmıştır.
Yüzyıllara meydan okuyan bu eseri ortadan kaldırmak, yok etmek için yapılmış
hain bir plandır. Bu eser devlet tarafından bir an önce koruma altına
alınmalıdır. Buradaki tarihi eser sadece yerel halk için önemli değil, bölgeye
ülkeye ve hatta uluslararası değere sahiptir. Turizm açısından doğru bir şekilde
tanıtılması yerel, bölgesel, ülkesel ve uluslararası önemli kazanımlar
sağlayacaktır. Özellikle her iki ülke bundan karlı çıkacaktır. Halklar
kazanacaktır. Günümüzde ibadete kapalı olan mescit, önemli mali desteğe ihtiyacı
bulunmaktadır.
Prof. Dr. Petar Miyatev Makalesi:
(Okumak için Resimlerin Üstüne Tıklayınız.)
Basındaki Haberler:(Okumak için Resimlerin Üstüne Tıklayınız.)
Mehmet Zeki İbrahimgil
Makalesi:(Okumak için Resimlerin Üstüne Tıklayınız.)
Sadrazam Kapı Binbaşısı İbrahim Ağa (Asim Ağa )
Çeşmesi:
Sadrazam Kapı
Binbaşısı İbrahim Ağa (Asim Ağa ) 1715yılında Derviş Bey mescidini tamir
ettirdikten sonra kızına olan aşkından dolayı çeşme yaptırmıştır. Bu çeşmenin
üzerinde Arapça :’’Sadrazam Kapı Binbaşısı İbrahim Ağa’’ve ‘’her canlı sudan
doğmaktadır’ yazısı yer almaktadır.
Sadrazam Kapı
Binbaşısı İbrahim Ağa (Asim Ağa ) 1715 yılında kızının vefat etmesi sonucu inşa
ettirdiği efsanesi, kulaktan kulağa günümüze kadar ulaşmıştır.
|